|
|
 |
Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'nin anfilerinin birinde hoca mıy mıy ders anlatıyormuş. En arkada bir çift dersten sıkıldıkları için kendilerinden geçmiş bir vaziyette öpüşüyolarmış. Ders sıkıcı, hoca mıy mıy olduğundan bütün anfi fısır fısır modda geyiğe sarmış.Özellikle öpüşen çiftin önündeki iki erkek öğrenci geyik muhabbetini iyice abartmış.Hoca bu vaziyete 20 dakka kadar sabretmiş. O sırada gözü en arkada öpüşen çifte takılımış. Ders anlatmayı kesmiş ve izlemeye başlamış. Bütün sınıf susmuş. Ancak öpüşen çiftle önlerinde oturan iki çocuğun dünyadan haberi yokmuş. Dayanamamış yüksek sesle "Siz öpüşenler! Çıkın dışarı!" diye bağırmış. Öpüşen çiftin önündeki ikili muhabbete o kadar dalmışlar ki; hocanın sadece "Çıkın dışarı" dediğini duyabilmişler. Hemen ayağa kalkıp, daha öpüşen çift hazırlanıp ayağa kalkana kadar kapıyı açıp çıkmışlar. Onlar kapıdan çıkar çıkmaz anfi gülmekten yerlere yatmış.
AMMAN KÜRDANA DİKKAT
Malumunuz Afrika'nın fakir ülkelerinde insanlar yokluk içinde yaşıyor. Öyleki oralarda bir dal kürdan bile çok değerliymiş. Kürdan ancak çok zenginlerin kullandığı lüks bir malmış.Bundan 10 yıl kadar önce üniversitelerimize öğrenci değişimi, Birleşmiş Milletler bursuyla filan Afrika'nın çeşitli ülkelerinden bir çok öğrenci gelmiş. Yemekhanelerde her masada kürdan olduğunu gören bu öğrenciler, kendi ülkelerinde çok değerli olan kürdanları kullandıktan sonra tekrar kürdanlığa korlarmış. Bu söylenti o kadar yayılmış ki; o dönem yemekhanelerde kimse kürdan kullanmaz olmuş.
AYNADAKİ RUJ LEKESİ
Bir kız yurdunda kalan kızlar, artık temizlik görevlisine olan kıllıklarından mıdır yoksa nerden çıktığı belli olmayan bir yurt geleneğinden midir, her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaya öperek iz bırakıyorlarmış. Yurt müdürü ne yaptı ettiyse bu alışkanlığı ortadan kaldıramamış. Diğer yandan temizlik görevlileri de iyiden baş kaldırmaya başlamışlar. Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş. Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş. Hemmen bir duyuru yapıp, kızları toplantıya çağırmış. Neyse toplanmış bunlar. Müdür “Buyrun tuvalate” demiş. Düşmüş yola, şaşkın kızlar da peşlerinde, temizlik görevlisinin beklediği umumi tuvalete girmişler. Aynalarda sabahki ruj izleri hala duruyormuş. Müdür “Arkadaşlar” demiş, “Bazılarınız dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor. Temizlik görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor. Sizleri görevlimizin bu temizliği yaparken ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için topladım. Bakım ve görün”. Sonra görevliye bir işaret çakmış. Bizimki gayet sakin bir şekilde tuvalet fırçasını almış, klozetteki suya daldırmış ve aynayı temizlemiş. O gün bu gündür o yurtta tuvaletlerde dudak izine bir daha rastlanmamış.
PENCEREYİ AÇARIM
İstanbul Üniversitesi’nde bi fizik profesörü, final sınavında öğrencileri tek tek odasına alıyomuş ve 100 puan değerinde bi soru soruyomuş: “Otobüstesiniz, içerisi inanılmaz sıcak. N’aparsınız?” Odaya giren öğrencilerin hepsi, “Pencereyi açarım hocam” diyomuş. Kıl hoca bunun üzerine, “Peki o zaman; pencereden giren havanın hızı nedir?” diye soruyomuş. Soruyu duyan öğrenciler de apışıp kalıyomuş. Gak, guk… Şudur, budur, ama yok. Haliyle hepsi odadan bi karış suratla çıkıyomuş.Sıra dersi üstten alan bi öğrenciye gelmiş. Bu çocuk da, artık o sene okulu bitirmeyi kafasına koymuşmuş. Hoca yine aynı soruyu sormuş: “Otobüstesin ve içerisi feci sıcak. N’aparsın?” Bizimki başlamış saymaya. “Kazağımı çıkarırım, gömleğimi çıkarırım, fanilamı çıkarırım.” Hoca bıyık altından gülerek sürekli, “Başka, başka?” diyomuş. “Gazeteyle kendimi yellerim, başıma su dökerim…” Hoca hala, “Başka başka” deyince çocukcağız artık dayanamamış, “Hocam, okulu bitirmem lazım, afedersiniz, anamı s….niz o pencereyi açmam!” demiş.
NOLUR GEÇİR BENİ HOCAM
Okuduğu üniversiteyi tek dersi kaldığından bitiremeyen bi öğrenci varmış. Dersin hocasına gidip, “Hocam ben artık okulu bitirmek istiyorum, lütfen bana yardımcı olun” demiş. Ama hoca prensip sahibi bi adammış, “Zaten kolay soruyorum, yardım-mardım edemem” diyerek öğrenciyi odasından dışarı çıkarmış.Sınav günü geldiğinde sorular dağıtılmış, bizim öğrenci kağıdı alıp okumaya başlamış. Anlaşılan çalışmadığı yerden çıkmış sorular. Çünkü gürültülü bi şekilde nefes alarak yüzü ellerinin arasında öylece duruyomuş. Birden kalemtraşını çıkarıp kaleminin ucunu sivriltmeye başlamış. Sonra da aniden sivri kalemi burun deliğinden içeri hızla sokmuş. Zavallı genç, beynine ulaşan kalem sonucunda hemen oracıkta ölmüş. Bu intihardan bi’kaç hafta sonra dersin hocası da bunalıma girip kendini asmış!
|
|
 |
|
|
|
|